Mehlikam
Mailerinde kaybolduğum ıssız gök altında kaldım
aciz kimsesiz ömrüm amade kaç satır hatıra bıraktın
ey benim kaygısız zeytin gözlü parlak güneşim
sen bana mai deniz, bana sıcak bir gök borçlandın
kalbimle yüz çevirdiğim kaç eşsiz hatıra sırtlandın
Ufukları dardır bu göğün kanadı kırık uçamazsın
gönlünde kırılır bu defa bir düzende var olamazsın
ey benim gönlü kuytuda kalmış nazlı çiçeğim
ben sana hayat vaat ederken sen mahrum kaldın
sırtımı döndüğüm duvarlardan ruhuma sarıldın
Halim ahvalinle yekpare cihana sığamadım
hayratımdır evrene her şiir senden sığdırdığım
ey benim gülen yüzünde çiçekler yeşerttiğim
avare dünyanın ellerinden köşe bucak kaçırdın
varlığınla naçiz benliğimi kuraklıktan kurtardın
Ayrıldığım her şehre senden bir hatıra bıraktım
kurduğum hülyada bir senden, bir de sen vardın
ey benim cihandan yitip saye gibi hayalileştiğim
yürüdüğüm her yolda bugünden yarınıma candın
korkularımı saklayıp sinende, bana kokunla baktın
Mai ıssız mai yalnız ve karanlık artık senin kaçtığın
her koyu nefretimde dünyanın ruhuna sarıldım
ey benim yüreğine siyah düşmüş aydınlık kelebeğim
günlük ömrünü kim bilir hangi soysuz gökte yaşadın
karanlık bu yol divan, ışığım olmadan korunamazdın
Maskesiz insanlardan arınıp yalın hayat yaşadım
açtığım her yaranın zaman izlerini gözlerimde taşıdım
ey benim hüznü göğsüne sıkışık kudretli sevgilim
bana bir hayat verdin, filizlendim, ellerinle yaşattın
sen bana her masaldan önce ahire kadar hayattın
Eski sıkı bir dost sesinden dinlediğim güzel şarkım
sen bu mecmuada gelmiş geçmiş en güzel danstın
ey benim sevda yüklü omuzlardan yorgun sevdiceğim
şarkılar sana, aşk makamında manadan yetim kaldın
kainatta ne varsa aşktan yana her adımda bir parçaydın
Deryayı rahmeti aheste aheste rayihana buladın
aciz evrende, vehmimde nebze aradım bulamadım
ey benim ıstırabıyla bülbülü güle düşman edenim
hangi sevda çölünde fütursuz uçtun da yaralandın
sen bu uçsuz sevdayı kanadında tüy mü sandın
Artık önünde durur dünya yüreklenip koşamazsın
mürekkep bulaşır da göğüne huzurla uyuyamazsın
ey benim sesinde hür olduğum sessizliğine esirim
bir sevdaya düştüm ki gelişini rüzgardan tanırdım
esip geçsen deli fırtınalar misali dünyayı, varamazdın
Bir mehlika geceleri seyre daldığım siman cananım
ürkersem geceden, gülümser karanlığı parçalardın
ey benim çehresinde, sinesinde, cenneti gezdiğim
aciz başımı yasladığım bağrında savaşlar kazandım
yorgun heveslerimle ecel ensemde uyuyamazdım
Boyun eğdiğim garazların hükümsüz yollarındaydım
evrende varsa hukuk adalet ucundaydı parmağının
ey benim yaktığı kandillerle hakkı getiren suavim
kendine sakladığın umutlu yarından yıldız tutardın
tuttuğun her yıldızın dileğini ben sana yazdım
Amber kokulu gökten bir bahçe misalidir saçların
ellerimin her yolculuğunda rayihana bulandım
ey benim yüzüne yıldız düşmüş yekta güzelim
içinden mucizeler taşan penceren açıkta kalmasın
sen benim gönlümdeki kurak çöle ebedi baharsın
Sahrada boynu bükük yüklü deveden farksızım
gezdim meczup gibi rotasız ama sen bana sığmadın
ey benim beni geçen kederim, hüznüm, sevincim
cihanın karanlıklarından yalnız sen müstesnasın
sevda, deryayı hakikat, idrakinde el pençe divansın
Yaldızlı gecelerin soğuk yalnız sabahlarındaydım
sayıklarken kendini kulağımda sitemkâr fısıltıların
ey benim her yolumda ardımda kalan eksikliğim
ayazı keskin sabahın adını bilmem kaç defa andın
beni her yol ayrımında peyderpey eksik bıraktın
Isıtan içimi, gök pembesi, yüzüne hayran kaldım
sabaha nidanı adımla duymak arzusuyla uyandım
ey benim gök buluttan pamuk elleri narin sevgilim
belimi saran ellerinle her yalnızlığımın canına kıydın
sen bendeki bu kara sevdayı ilmek ilmek kazandın
Lisana geldi cennetten ağaçlar ellerinde anahtarın
kıyılarında gezdiğim sahillerin semalarında adın
ey benim gemilere yön bana renk, can verenim
nasıl ki söylersin beni gülümser mehtapta adım
bir gök isteki benden melekler yalnız seni ansın
Miladı ömrümün an ki senin ışığında ilk yandığım
kayalıkların ardında kırgınlıktan yorgun canım
ey benim koynunda dilemmaya boyun eğdiğim
depremler geldi geçti her kırığımda çiçek açtın
ruh üflemek için al dudağınla can suyu taşıdın
Alacasında köşeme çekildiğim bu öksüz baharın
sokaklarındaki çocukların oyunları kadar yalnızım
ey benim ahu nazım ayanın merhametinde kaderim
bıraksan beni hür göklere kahrımdan olur vefatım
bana gökte denizde sensin akıbetim avcunda kalsın
Zaman bencil, aceleci, akan şelaleden mahrum kaldım
koşsam yetişsem süzülsem semalarında varamazdım
ey benim zaman gibi su misali damla damla yitirdiğim
hangi ihlâlin a'vazı korkunç ormanda dar ağacındayım
yeni yetme yapraklar gibi kanlı göğün altında inhidamım