inbar
kırık aynalarda bulduğum çehre tanımadığım yılların yansıması hatıramdaki çiziklerde rastladım ömür dolu kadehlere sığdırdığımızı ışıklar kapandığında bir leva güneş doğduğunda bir zeva milyon kere edilmişti and hayata milyon kere girilmişti bu savaşa ve bir mil yol katedememiştim hatırla ölmüştüm ya bir çok kez öldüm yine öldüm ve öldüm ölmeden önce ölünüz tavaf kuşlar filizlendi harabe çehremde dilim lal gözlerim ama döndüm durdum içimin hanlarında kurak ormanda hemen sarardım berrak sularda kayboldum bahar gelirdi ellerinde çiçeklerle ahmak ıslatır gibi bir süs takındım bin defa girdiğim bu savaşı yine kaybeder bin defa da girsem yine boğardım mucizeler örterdi üstümü o zaman bir kârım olurdu kainattan sular dalgalandığında denizlerde yırtık tenimin çiçeklerine rastladım aradığım son çarenin ipuçları bir damlaya sığmayan bir denize taştı hani çocuk ya şimdi parçalar ne zaman bütün olacaktı