Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

hayatın içinden

kırık taşlara basmamak için kafamı yerden kaldıramıyorum hayat akmaya devam ediyor  durduramıyorum durduramıyorum soluğumun ucunda duruyor  son nefes dokunamıyorum küçük kıyamet ne zaman  büyük kıyamet ne zaman yaşar mı dünya bir süre daha kırık taşlar ayağıma batar mı gökyüzü ne zaman parlar bi daha senin ellerin hep sıcak mı kafamı yerden kaldıramıyorum kaldıramıyorum kaldıramıyorum huzurum yetmiyor bölmeye karanlıkları parmak uçlarımda başlayan saç tellerime uzanan küçük yolda büyük haberler eskitiyorum ne zaman bitecek savaş bilmiyorum dünya ile dünya canlı ile dünya  insan ile insan doğa ile insan ölüm ile ölüm hayat ile ölüm ben ile ben en büyük kavga hep bu zaten aynaya bakarken korktuğum gözler ne zaman olacak ateşkes  hangi kelepçe ile son bulacak suçlar gücüm yetmiyor sahipsiz sesleri susturamıyorum susturamıyorum şehrin ıssız sokağında zil çalan kim neşeli kahkahaları kimler atıyor bu hangi şarkı kırık taşlardan çalıyor senin masalında son bulur mu ne için soldu bu tatlı çiç

dönence

En uzun gecede doğmanın bir bedeli vardır En büyük acı koynundadır her zaman En beklenmedik anlara sen şahitsindir En ulaşılması zor herşeye sen gebesindir En sahte mutlulukların pişmanlığı avucunda gizli En hakiki gözyaşları senin yastığını ıslatır En hakiki sevişmelere sen şahitsindir En korkulu rüyaları seninle görür doğa En parlak yıldız senin adının altındadır En doğru kararlar senin sinende verilir En yanlış kararlar senin sinende verilir En nefessiz geceleri sen yaşatırsın çoğu kez En derin nefes senin korkularından uyanınca alınır En kötü gün senin sabahında yaşanır En güzel gün senden sonra başlar En sancılı hasret rüzgarları senin coğrafyanda eser En sıcak iklimler senin teninde dolaşır bazen En büyük mutlulukları sen müjdelersin En uzun gece de doğmanın bir bedeli var En uzun acıları ve sevinçleri biriktirdi kumbaram

zahir muhlis

zahir hanımla muhlis efendi mümteni bir aşk hikayesi karanlığa ışık tutmuş ufak cılız kimsesiz  yalnız haklı bir üfleme ile sönebilir yangını bütün dünya haklı en doğru haksızlık zahir hanımla muhlis efendi kim sorsa bilirdi  hani bazı hatıralar  hatırlanmaya ayıptır zahirde başlayan zehir muhlisin gözlerinde şifaydı başparmaklara kadar zuhur eden bu korkunç gecenin nadide hediyesi uykularım kaçar karşısında zahir asla hak görmedi muhlisi hem ne yandan tutsa elinde kalır harcasa sevdası içine dert seyir ise elbet son bulurdu muhlis neden uzaktı zahir gölgesinden taşarken ayağının bereketi kaçmış muhlisin diyardan

ben seni herkesten önce sevdim

ben seni herkesten önce sevdim daha adem dünyaya inmemişti havvanın esamesi yoktu cennette sen oradaydın ben şurada  ellerim yetişmiyordu amma ben seni seviyordum ben seni herkesten önce sevdim karıncalar sıra sıra dizilmeyi arılar bal yapmayı öğrenmemişti varsa ki dünya da düzen içinde bir parça sen vardın senin içinde olduğun herşeyde  biraz ben korku icat edilmemişti insan düşünmeyi bilmiyordu güdüler aklın ötesindeydi sen benim yakınımdaydın ben seni herkesten önce sevdim huzur içindeydi evren çiçekler yerli yerindeydi bir de sen gök kadar mavi güneş kadar sıcak nur kadar aydınlıktın ben seni herkesten önce sevdim olur ya ilk olmadan bilinmez yaşanan sevgili ete bürünmüş karşımda sevmek sevmemek bilinmezken henüz bu yüzden ben ilk sevendim gelmiş geçmiş bütün sevgililerin günahı boynumda kerem aslı leyla mecnun yusuf züleyha leva ile agah sen ve ben ben seni herkesten önce sevdim biliyorum sende biliyorsun iki kişilik dünyanın  açan çiçeklerini görüyorsun su döngüsü yoktu ateş su t