Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gel Hadi Bir İstanbul Gününe

Gel hadi bir İstanbul seherinde Denize uyanalım saat 5 gibi Şanslıysak görürüz bir kaç martı Yeni Dünya İstanbul'unda Gönül deki İstanbul kaybolmadı hâlâ Gel hadi bir İstanbul sabahında Güneş gelinlik gibi süslesin İstanbul'u Tepelerin en güzelinde Şanslıysak görürüz gökdelenlerin arasında Gönül deki İstanbul burada hâlâ Gel hadi bir İstanbul öğlesinde Güneş en tepede avucumuz terler belki Ben onuda severim seninle birlikte Şanslıysak Osmanlı macunu alırız İstanbul gelenekleri anı da hâlâ Gel hadi bir İstanbul ikindisinde Denizle sönsün güneşimiz Şanslıysak görürüz bir kaç leylek İstanbul sıcağına göç etmiş Yeni Dünya İstanbul'unda Gönüller deki sıcaklık kaybolmadı hâlâ Gel hadi bir İstanbul akşamında Topkapı avlusunda bir çay içelim Şanslıysak alırız kokusunu bahar çiçeklerinin Genetiği bozuk çiçekler arasından Kokusu güzel laleler solmadı hâlâ Gel hadi bir İstanbul gecesinde Galata'nın yanında kapayalım gözlerimizi Şanslıysak bizimle uyur

Bir İstanbul Sabahı

Bir İstanbul sabahında Sen gibi seveceğim seni Yollarında yürüyecek Hep durduğun yerde duracağım Saçlarımı rüzgâr alacak Bir bulut üzerimde duracak Boğaz ışık saçarken Batmaya başlayacağım bende Güneş batana kadar Senin gibi olacağım Bir müddet sonra Misal... Bir İstanbul akşamı Ben gibi seveceğim seni Ve sen yine olmayacaksın

Yusuf Olabilme Meselesi

Agâh bundan pişmandı epeyce İffet bırakmamıştı Yusuf olabilmekten. Ama Agâh olmakta güzeldi Levanna olmakta. Levanna da Züleyha olamamıştı. Agâhını terk etti iffetsizliğinden. Mesele ikisi olabilmek ise İkisi de güzeldi. Ne Yusuf Yusuf olabilirdi bir daha Ne de Züleyha Züleyha olabilirdi Levanna Levanna olarak kaldı zamanla Agâh'ta Agâhlığıyla Ölüm gelmiş olabilir O iki kişilik dünya ya da Zaten ondan imkansız Agâh olmakta Levanna olmakta. Ama olabilmek ise mesele Aşık olmakta güzeldi Maşuk olmakta.

Aşkta Yakup Olmak

Yusuf'a gözyaşı ile bilinen Vefakâr aşıktır Yakup... Sıhaati terkeder ilkin, Derken umutlar peşi sıra Sonra gözlerini feda eder. Bilse ki yolunda feda olsa dönecek Bin kez o aşık baş kesilecek! Bir yalan var işte ta o zamandan, Ben sende Rabbimi görüyorum... Yakupta inanmış, şeytan oyunu ya. Allah birdir tektir. Can onun uğrunda feda olsun. Kulunun değil! Yakup Peygamber, o da kul İlham olur, anlar bu büyük hata Tövbe eder yalvarır Rabba... O zaman nasip eder Allah Ona sevdiğini... Çok daha güzel bir nimet verir Yusuf'tan evla! Kendi aşkı sükunet verir Âmâ aşığ a, O zaman gerçek mutluluk olur, Aşk, ölüm ve kavuşma.

Bir Mesafe Bin Kederden Evla

Rüya da görülen Yaklaştıkça uzaklaşan Uzaklaştıkça aranan Arandıkça kaybolan Ne olduğu bilinmeyen. Bir mesafe Bin kederden evladır Birlik can yakar belki Bir olan bilir. Lakin bir ırak düştün mü Kader sayfasında, Can gider herkes bilir. Hiç, bir olmayan da bilir. Meczup ta bilir Âlim de bilir...

Palyaço

Resim
Biz buruklar, bayım Palyaço suratlıyız Bilmezsiniz gülen yüzün Boyasız yaşını. Göğe bakarız Denizi koklarız Çiçekleri koparmayı Haddimiz saymayız Epeyce güleriz Epeyce mutlu oluruz Bunca güzelliğin hakkını Veririz zannımca. Ama siz ciddiyete Meraklısınız Bayım... Suratınız hep asık Parası yüksek belki Ama huzuru az sanırım Palyaço diye küçümsemeyin Bizde biliriz Bayım, Herşeye maske takmayı! Belki ondan göremezsiniz. Bakmakla görmek Arasındaki farkı Maliyeti yüksek herşeyi görüp Maneviyata sadece bakarsınız. Biliyor musunuz Bayım, Kuru gözyaşı eksik olmasa da Arkası yarın, Bir ömür asık suratla gezmekten Daha mutluyuz zannımca. Bakıyorum da görüyorum Aynı zamanda, Sizler de mutsuzsunuz parayla Sizi küçümsemiyorum Hayır hayır üstadsınız aslında. Ciddiyet iyi beceri ister. Demem o ki Bayım Ben bir palyaçoyum Beni küçümsemeyin buruğum. Ben bir palyaçoyum Bayım, Gündüzleri çocuk güldürür Geceleri gören çocuklar için Ağlarım..

Pesimist'in Sevdası

Resim
Seni severim bilirsin Bir gece vakti Gönlüme düşersin Işık saçarsın Bir gül gibi... Sonra gülümsemen gelir Aklıma, oda gitmez Gecem kalabalıklaşır Böylece, mutlu oluruz Bir şiir yakarım Tütsüsü sen! Böylece, güzel ısınırız. Mutluluk böyle çizilir Asla da silinmez Yeni bir rönesans olur Mutlu insanlar yeniden Yapar dünyayı Ah sevdiğim Nelere sebep oldun yine... Diyerek umutlu bakarım Geleceğime. Seni sevmek Büyük bir umut yakmaktı En pesimist günümde Onu da yaktım Dedim ya Güzel ısındık bu gece...

Irak.

Deniz kokusu yüzüne değmiş Hissediyorum teninde var Görüyorum dönmediğin, İstanbul kimsesiz. İstanbul, İstanbul Oda bekliyor, bekliyor ki Süslensin, 5 yaşındaki Gelin kardeşi gibi Gelinlik giysin. Kışa mı gelecek gelişin Belki de kar yağar. Belki de kokunu sarar Yine Üsküdar! Eminönündeki kestaneci Dükkan açar da Bizi çağırmaz belki Rahatça canım olursun Herkesin ortasında Özgürce! Kim yasakladı, Kim kapadı? Sendin, belki kaçtın Yasakladın kayboldun Can evimden vurdun. En büyük engelim oldun Mesafeler sonra girdi En ulaşılmaz ıraklara. Al deniz kokusunu da al! Uzak dur İstanbul'dan.