Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yıldız

balta girmemiş yoksulluğumla vurdu beni soğuk bir kış gecesi baharı esintisi tenimde ellerindeki dokunulmamış sıcaklığı hissettim benim ellerimde benim oluşunu... bir göz çarpsa bir asır uyuyamam eksikliğimden vurdu beni tamamlamam gerekti bıraktığın yerden oysa gökyüzü bana hep güzeldi derinliğin gizliliğin dokunulmamışlığın sergisi deniz gıpta ederdi ederdi ederdi sonra seni gördüler elleri etekleri güzellikleri çekildi kenara deniz de gökyüzü de saygı duruşunda derin uykularımla vurdu beni gözlerimi ellerinle açsan anca görebilirdim öyle gördüm zaten..hiç çekinmeden durdu gözlerimi delip geçen parıltı..gözlerindeki bir yıldızlı gökyüzünde seçebilirdim seni ya kimsesizliğimle yada sensizliğimle vurdu beni dünyayı yaratan bir de seni yaratmıştı sen dünyadan vazgeçmektin ben ise dünyayı hiç seçmemiştim

içimde bir yudum sen

bir harf yazılmadan emir bekler tanrıdan gözlerin ahengidir gözlerimin salise gibidir bizli saatler Ay'ın beklemesi Güneş'i bir öğle vakti bir özlemek bu içinde sen varsın bir dünya var bir muhabbetimiz sensiz güzellikten yoksun herşey sonra gülümsüyorsun en güzel şiir bu içinde sen varsın yokluğun ve varlığın savaşı hakim galibi biz çıkacağız eğer tutarsan ellerimden bütün yıldızları aydınlatabilirim bütün çiçekleri soldurabilirim bir beklemek bu içinde sen varsın İstanbul'un çaresiz bekleyişleri gibi ılık bir sonbahar gününde sonra gülümsersin ısınır dünya en güzel şiir bu içinde sen varsın gözlerinden kalbine kadar kervancıyım hangi durakta dursam bir kez daha aşık olurum sana ederi aşk bu ticaretin belki en zengin tüccarım dünyayı serebilirim  bilirsin istersen yakarım da bir gece vakti bir çöle düşebilirim sensizlikten ölürüm kim bilir sonra gülümsersin canlanır tüm zerrelerim en güzel şiir bu içimde sen varsın

Dağ Yağmuru

uykulara dayanamıyor dağ yağmuru uyumak ki uyanmaktan bir haber yağıyor bizler seviyoruz bizler mayışıyoruz eşliğinde dayanamıyor dayanamıyor sel alıyor gönlümüzü karanlık gecelerimiz birer felakete dönüşüyor yağmur ağlıyor bulutlar ağlıyor bizler karar veremiyoruz vermeye çalışmıyoruz çalışmak için anlamıyoruz mühim değil sussak yeter yeter mi? dağ yağmuru emek veriyor seviyorda aslında sevgiler karşılıksızdır ama hürmette öyle mühim değil yıpranıyor birinin gözleri izliyoruz sessizce sığınıyoruz yünden yumuşaklara küçük kıyametlere varmadan durum bu kıyamet esnasında göz kaşı tanımaz şimdiden kesil anlamayacağız çünkü anlamayız bizler bizler susarız susmak yeter mi? temizleniyor etrafımız dağ yağmuru şehre iniyor inene kadar doğal sevgi yıpranıyor bu kez üzülmüyor nefret ediyor bizlerden çoğu tanesine ulaşamıyoruz göz yaşlarının susarak izliyoruz bir uygunluk diliyoruz biraz daha biraz daha uyumak için sonrası aşikâr dağ yağmuru bizlere küser biz yine su