Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kızım

kızım sen küçücüksün adın cenin ile başlıyor daha bir gonca henüz açmamış bir ay hilâl hâlâ ilk dördünü görmemiş senin neyine sevda senin neyine ayrılık kızım sen küçücüksün ellerin kavramayı öğrenmemiş daha güller ellerinde kuruyor gözlerinde çiçekler solmamış bir serçesin uçmayı öğrenmemiş ses tellerin adına erişmemiş senin neyine şarkı söylemek senin neyine gülmek bak kızım sen daha çok küçüksün şehrinde sokak lambaları yanmamış daha bir kere aşık olmamışsın gözlerin açlıktan başka yaş görmemiş huzurun anne kucağı yağmur saçlarını ıslatmamış ellerin karda çatlamamış annenin gölgesinde filizlenmiş yürümeyi düşmeden öğrenmişsin kızım sen küçücüksün bana selimden öte arkadaşsın bilen bilir ama sen yaşamayı kitaplarda okumuşsun daha eline diken batmamış ki nasıl düştün bu çukura kızım bak kızım dinle beni daha çok küçüksün kelimelerimi anlamadığını biliyorum senden çok şey bekledim kızım ben kızım bak sen daha çok küçücüksün yaşamadan nasıl ölürsün?

robot

feryat ettiğin mezar içindeki tanımaz seni yazmazsın hatıralarında sen bir hiçsin bir varlık bir yokluk içindesin kendin bir haber kendinden duyguların yok robotsun herkes istediğini söyler robot dünyasında robot olmadığını kanıtlayamazsın oysa sev derler seversin bir ölü bıraktın dünyaya senden bi haber bak sevdin sevdin bende biliyordum ama pek bi lüzumsuz geldin karalayamadım bi köşeye beyan edemez ama anlarsın öldüm der durur yine de yaşarsın sen bir robotsun o fâni için yaratıldın ancak bir kez baş kaldırıda bulun hatıratta olmazsın belki yine anlamazsın değerini ama unutulmazsın