Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Son Bahar Türküsü

bir son bahar türküsü bu kelebeklerin ötüşü çiğ yağmurun uçuş sesi toprakta kızgın yapraklar kuşlar açmış dallarında denizler susmuş dalgalarda elemperestlerin elleri yaşlı kim bu göğsünde acıyı dudaklarında suskunluğu bileklerinde aşkı taşıyan bir son bahar türküsü bu cırcır böceğinin ağlaması karıncaların son çırpınışı gökte aceleci kanatlar bulutlar toplanmış göğünde bir dizi sevda dizinde umutperestlerin gözleri sönük göğsünden acıyı al dudakları şarkı söylesin bilekleri kendi için atsın bu defa bir son bahar türküsü kuşlar açmış dallarında...

istanbuluma

seni seviyorum istanbul gerdanında yaşlarınla yürümeye yeni başlamış bebeklerin koşturmasıyla hissiz kelebeklerin ölürken döktüğü gözyaşlarıyla hatalarınla seviyorum elime geçirdiğim ilk sevgi sana ilk aşkım senin karanlığında bir balıkçı kadar seviyorum seni liselilerin el ele tutuştuğu dar sokaklarınla  mazisinde ölüm yatan yokuşlar uçurumlar ile ayrılmayacakmışcasına seviyorum seni istanbul ayak bileklerindeki parçacıklarınla bana hep aşkı hatırlatan zehir zemberek ilk ve son öpüşlere şahit olduğunda alnından öpmek istiyorum annelerin ölümsüzlüğü gibi umutlu bakışlarınla seviyorum kaybolduğum sokakların bir bir aklımda küçük ayasofyadan kadırgaya üsküdardan beykoza kadar seviyorum zillere basıp kaçan çocuklarınla yardım bekleyen teyzemin dua eden bakışlarıyla simit satan çocukların hayalleri kadar gökleri delenlerin ihtişamıyla seni seviyorum istanbul severken ayrılanların içinde kalan uhte gibi senden ayrılıyorum biz hâlâ sevgiliyiz istanbul seni asla bırakmayacağım desem  sende in

pre

bir şiir doğdu gözlerinden gözlerimden yaşlarla harmanladım bir an önce kurtuldu ellerimden bir şiir doğdu gözlerinden

kadın olmak.

gülüşü güzel olanın acısı çok olur derler hangi acıların düşürdü bilmem söyle bir bir çiğneyeyim faillerini uzunca izlenen bir vakitte daldım kadın olmanın acısını anlıyorum şimdi gülüşüne takılıp çakıldım soğuk taşlara nemli rutubetli suyu tuzlu ayağa  kalktıkça düştüğüm gözlerin  hangi acılar güçlü bu kadar? benden pare bırakmadı kendi hayatımda bir sarmal gibi gözlerim gözlerine gülüşün değer değmez sırılsıklam düştüm kuyuya insanüstü bir acı seziyorum  soğuk tarafı ısıttığımda eski bir koku aldığımda hangi acıların günah keçisi oldum bilmem kaç çocuğun gözyaşı oldun bir ellerimi çıkmaya zorladıkça ensende  çıkmaya çalıştıkça gözlerinde düşüyorum kadın olmanın acısını şimdi anlıyorum gülüşünden intihar etmeden önce gözlerinden öpüyorum kadın olmayı şimdi anlıyorum