uçurum

doktor yollarımıza ışık tutma
ışık tutmayı öğret zihin mezarlığıma
size anlatılan bir kaç küçük sıkıntı
hasta bir cehennem yaşar için de
biraz dinledikten sonra germe çarmıha
İsa'nın bıraktığı gibi beni bırakma
doktor ışıkların söner ben ellerimi yakarım 
küçük kafatası varsa içi katran doludur
bir yalnız perçin deler göğsümü
farkında değil hiçbir sürtük göğü silenlerin
benim de aklımda tek bir resim senden kalan
uyuyan kirpiklerin kurak gözlerin
bir de his var senden geriye 
sarıldığın kaşık yorgun bedenim
yorgunum doktor çok yorgunum
ya şimdi öğretirsin ışık yakmayı 
yada beni silersin büsbütün
ama bana kalırsa birincisi daha kolay
dağılmış bir havari sürüsü istemezsin
senden sonra yılanlara sarılmam 
kaçma nolur dokun dudaklarıma hisset kuruluğunu
aslında hissettiklerim boş bir duvar an
sen ne dersen de canlanmıyor duygular
bir küçük serçe ölse önümde oturup ağlardım
gamsızlığım görmüyor artık onu
bir çifte takıldım izlerken soyunurdum benliğimi
oysa ben sadece ben miyim?
doktor susma anlat bana zaman dar
zürriyetimde durmayan kan bende sis
o zaman sen böl karanlıklarımı yorgunum
bari elimden tut bu kez
bu kez düşmeyeyim uçurumlardan

Bu blogdaki popüler yayınlar

buse

y.o.

ben seni herkesten önce sevdim