kimsesizler
rüzgârla boğuşan saçlar yorgun sessiz boğuk bir sonbahar şarkısı içimizi ısıtan dayanılmaz çocuk sesleri yanlızlığı yüze vuran hiç görülmemiş çiçeklerin açmasını beklemekti beklemek şimdi uyanmamış ölülerin uyanmasını beklemek gibi bir yudum kahve kaç yıl kitledik kendimize hiç bir yıldızı merak etmemek bir hayvanı benimsememek bir gökkuşağı görüp büyülenmemektir ruhtan ölmek hiç yaşamamış olmak bu olsa gerek yaşamaktan korkmak belki dilenci çocuk başını ayaklarına kadar eğince kaç kıyamet kopuyor bilmemektir asıl cehalet sonra bir şiir eşliğinde dans etmeden eğlenmek nedir ...